Netflix’i yasaklamak lazım! Kötü örnek oluyor!
Yıl 2020…
Yer Türkiye…
Herhangi bir gazeteyi açtığınızda yine karşınıza çıkan iğrenç bir haberler. Okurken insan olanın gözleri doluyor, vücudu kitleniyor ama ne yazık ki bu olaylar her gün oluyor. Böyle giderse olmaya da devam edecek!
Peki, kaç kişi ilgileniyor ya da yasa yapıcı ne kadar değer veriyor bu haberlere, bence hiç.
Bunları önemsiz görenler, para vererek üye olunan bir dizi-film sitesinin ya da dünyaca ünlü sosyal ağların ahlaki olarak kötü örnek olduğu için kapatılmasını istiyorlar.
Adamlar demez mi? Önce siz kapınızın önünü süpürün! Biz bu kadarını değil yayınlamak, hayal bile edemeyiz!
O da yetmez tüm sosyal siteleri kapatalım.
Haber:
Şanlıurfa’da 14 yaşındaki A.B., karın ağrısı şikayeti ile gittiği hastanede doğum yaptı. A.B. dayısı M.İ. ve ağabeyi M.B.’nin birçok kez tecavüzüne uğradığını söyledi. A.B., “Abim ve dayım ceza alırlarsa hapishaneden çıktıklarında beni döverler” diyerek şikayetçi olmadı.
Sizce ne yapıldı?
Yok! Yok! Asıl Netflix’i yasaklamak lazım !..
Bu iğrenç haber bir tane mi? Arşive sadece göz gezdirseniz bile birkaç yılda yüzlercesine bir çırpıda ulaşabiliyorsunuz. İçimiz kaldırmasa da utanmayanlar adına devam edelim…
Zihinsel engelli 13 yaşındaki M.Ş., trafik kazasında ölen ağabeyinin cenazesi için ailesiyle birlikte gittiği Bursa’da tecavüze uğradı. Emanet edildiği yakınlarının yanında tecavüze uğradığı öğrenilen çocuğun Adana’ya döndükten sonra hastanede doğum yapmasına rağmen olay, bebeğinin ölümüyle adli makamlara yansıdı. M.Ş.’den, ölen bebeğinden ve tecavüz zanlısından DNA örnekleri alan savcılık soruşturma başlattı. Soruşturma devam ediyor.
Yok! Yok! Asıl Facebook’u yasaklamak lazım !..
Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde karın ağrısı şikâyetiyle hastaneye götürülen 8’inci sınıf öğrencisi 14 yaşındaki M.G.’nin, altı buçuk aylık hamile olduğu ortaya çıktı. Küçük kıza ahırda belirli aralıklarla tecavüz ettikleri iddiasıyla gözaltına alınan 12 şüpheliden 1’i tutuklandı.
Diğer 11’i maç yapmak için mi serbest bırakıldı acaba?
Yok! Yok! Asıl Twitter’ı yasaklamak lazım !..
Çorum’un merkeze bağlı Büyükdüvenci Beldesi’nde geçen yıl Ekim ayında meydana gelen olayda iddiaya göre A.Ş. adlı kıza babası, amcası ve ağabeyi tecavüz etti. 8’nci sınıf öğrencisi kız, durumu öğretmenine anlattı. Öğretmenin de jandarmaya ihbarı sonrası ortaya çıkan olayın ardından baba O.Ş., ağabeyi A.Ş. ve amcası M.Ş. gözaltına alındı. Mahkeme heyeti Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporu okudu. A.Ş. iki aylık hamileyken yapılan DNA testinde bebeğin baba O.Ş.’den olduğu tespit edildi. DNA testinin ardından kızın da talebi doğrultusunda gebeliğin sonlandırıldığı ifade edildi. Anne G.Ş. ise oğlundan şikayetçi olmadığını (Nasıl bir anne?!), ancak eşinden ve kayınbiraderinden şikayetçi olduğunu söyledi.
Gani Müjde’nin dediği gibi bu adamların isim kısaltması O.Ç. olarak yazılmalı!
Yok! Yok! Asıl Instagram’ı yasaklamak lazım !..
2002 yılında Mardin’de 13 yaşında olan N.Ç., iki kadın tarafından para karşılığı erkeklere pazarlanırken aralarında Kaymakamlık yazı işleri müdürü ve bir yüzbaşının da bulunduğu 24 şüpheli ile N.Ç.’yi pazarlayan 2 kadın hakkında dava açıldı. Mardin 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 28 Eylül 2010 tarihinde verdiği karar Yargıtay tarafından bozulurken, yeniden görülen davada 16 Ocak 2013 tarihinde sanıklara verilen 5- 9 yıl arasında değişen hapis cezaları Yargıtay 14’ncü Ceza Dairesi’nin 15 Ocak 2014 tarihi kararıyla hüküm düzeltilerek onandı. N.Ç davasında sadece 5-9 yıl ceza alan ve cezaları Yargıtay tarafından onanan E.A., Ş.D., ve Ş.O., 7 Mart 2014 tarihinde bireysel başvuru kapsamında “Makul sürede yargılama hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi verdiği kararda, makul sürede yargılama hakkının ihlal edildiğinde karar vererek, başvuruculara ayrı ayrı 9 bin lira manevi tazminat ödenmesine ve kararın bir örneğinin Mardin 1’inci Ağır Ceza Mahkemesine ve Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine karar verdi.
Şaka gibi değil mi?
Yok! Yok! Asıl Netflix’i yasaklamak lazım !..
Diyarbakır’da, 2012 yılında kuzenlerinin tecavüzüne uğrayan ve tecavüz sonucu hamile kalan Hasret Daşlı, ailenin ortak kararı ile Batman Çayı’nda boğularak katledilmişti. Tecavüz ve cinayetle ilgili görülen davada, beş sanığa ağırlaştırılmış hapis cezası verilirken, tecavüz eden kuzenler de dahil olmak üzere yedi sanık ise beraat etti.
Yok! Yok! Asıl Twitter’ı yasaklamak lazım !..
Batman’da iki kuzeni tarafından tecavüze uğrayan 15 yaşındaki Hasret’in, amcaları tarafından öldürüldüğü belirlendi. Aile meclisi kararıyla işlenen cinayetle, tecavüzlerin de üzerini örtmeye çalışan sanıklar, duruşmalarda birbirlerini suçladı.
Yok! Yok! Asıl Facebook’u yasaklamak lazım !..
Bu ülkede her yıl, bunlara benzer yüzlerce olayın meydana geldiğini herkes biliyor.
Cehalete itilip, yobaz din tüccarlarının eline terk edilen halk, nereye çekersen, oraya gittiği için tercih edilir. Sonucunda yalan gelenekler, yalan ahlak kuralları ve uydurma dinsel bilgilerle kandırılmış insanların mağduriyetleri başlar.
Gelenekleriniz gelenek değil. İnancınız inanç değil. Adaletiniz adalet değil.
Ne bekliyorsunuz?
Her şey mükemmel mi olacak?
Uyanın! Gerçekleri görün artık.
Vakıf adı altındaki yerlerde çocuklara tecavüz edilir. İçi çürümüş biri çıkıp “Bir defadan bir şey olmaz” der.
Din tüccarlarının kurs adını verdikleri yerlerin yatılı kısımlarında, emanet edildikleri aşağılık yaratıklar tarafından çocuklara tecavüz edilir. Sözde annesi, babası sanki dine karşı geliyormuş gibi çocuğa inanmaz, şikâyetçi olmaz.
Evlerde amca, dayı, baba, abi tecavüz ederler, adı aile meclisi olarak anılan şerefsizler topluluğu tarafından alçakların değil, mağdurun ölümüne karar verilir. Hepsi aynı b.k olduğu için örtbas etmeyi seçerler.
Bir film sitesinin veya sosyal medya platformlarının kapanıp kapanmaması değil dertleri. Sahip olamadıkları, yönetemedikleri için kapatmak istiyorlar. Aynı zamanda ticari tarafı da bulunan sitelerin savunması bana düşmez.
Ama bunların hepsi sarı öküz hikâyesidir.
Eğer bugün başkalarına yapılan haksızlığa hayır demezseniz, yarın aynısını yaşayacaksınızdır.
Bugün bir internet sitesi derken yarın birçokları kapanacak. Daha ileri gidecek sadece siteler kapanmayacak, arsızlık namussuzluk yaparken yakalandıkları tüm dokümanlar yok edilecek.
Benin derdim ne biliyor musunuz?
Bu kadar iğrenç olay olurken parmağını dahi kımıldatmayanların sanki suçlu başkalarıymış gibi farklı yerleri işaret etmeleri ve hedef şaşırtarak aklımızla dalga geçmeleri.
Dertleri bir iki internet sitesi değil, rezilliklerini örtemedikleri için başka bir yolla arkasından dolanıp kamufle etmek. Çocuklarımızın hayatını kirletmek ve geleceğini karartmak için uğraş veriyorlar.
Bugün en azından sosyal ağlar üzerinden yayıldıktan sonra örtbas edemedikleri için göstermelik cezalar verdikleri iğrençlikleri iyice görünmez hale getirecekler.
Evet, benzer iğrenç haberleri göremeyeceğiz ama bu çocuklarımızın güvende olduğu anlamına gelmeyecek.
Ne düşünmeliyiz?
Belki şöyle sıralayabiliriz.
Bu sapıklıklardan rahatsız olmuyorlar. Bu iğrenç, sapık topluluğu yaratan onlar ve sahip çıkıyorlar. Bu kir ve pastan besleniyorlar.
Uzatmak istersek çok daha fazla uzatabiliriz. Ama gerek var mı? Zaten, yarın öbür gün tüm bunlar internetten silinmiş olacak ve geçmiş kararacak. Balık hafızalı minimum %75 de hiçbir şeyi hatırlamadığı gibi bunları da hatırlamayacak.
Artık kafanızı çevirmekten vazgeçin, ses çıkarmaktan korkuyor ya da çekiniyorsanız önce o çocukları düşünün sonra son kez aynaya bakın!
Utanmayın, utanmayın! Bir daha bakın o aynadaki şahsın gözlerine…
Demek ki neymiş?
Netflix’i, Twitter’ı, Facebook’u, instagram’ı yasaklamak lazım !.. Kötü örnek oluyorlarmış.
– Sarı Öküz -Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış. Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış: “Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öksüz’de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım. “Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öksüz’ü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış. Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk’u istemişler: “Gördünüz mü ne kadar barışseveriz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim. “Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk’u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş. Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, “Verin bize şunu, yoksa karışmayız” demeye başlamışlar. Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri liderlerine, “Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, vaktiyle ne kadar güçlüydük” diye sormuş. Boz Öküz, Benekli Öksüz’ün sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli “Biz” demiş, “Sarı Öksüz’ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı..”