Arı Kovanına Çomak Sokmak
Arı kovanına çomak sokmak nedir bilir misiniz?
Aklı olanın yapmayacağı bu hamle genellikle küçük çocuklar veya zekâ problemi olanlar tarafından yapılır.
Bir arı kovanına elinizdeki sopanın ucunu sokar ve arıları rahatsız ederseniz, arılar bunu tehdit ya da tecavüz kabul eder. Ardından tüm kovandaki arılar bir anda saldırıya geçer ve etrafınızı sarıp sizi sokmaya başlarlar. Ya hastanelik olursunuz ya da şansınız varsa kaçar, bir yerlere girip kurtulursunuz.
Bir komşumuz vardı. Biz aslında geçmişte yaptıklarından ötürü pek sevmezdik ama yine de komşudur ne yapalım diye beraber yaşamanın yollarını zorlardık.
Bir süre sonra yönetim değişti. Gelen yeni yönetici komşuyu tam kafasına göre buldu. Kardeşim diyor, başka bir şey demiyordu. Ailece deniz tatilleri yapıyor, beraber maçlara gidiyorlardı.
Sonra birden her şey tersine döndü. Kim kimin ayağına bastı, kim kimin anasına sövdüyse ne kardeş kaldı ne dost. Artık ağza alınmayacak laflar ediliyor, hatta sadece komşu adama değil tüm ev halkına hamleler yapılıyordu.
İşte o komşu Suriye…
Suriye’nin başında bizim reisin eski kardeşi Esad, yeni katil Eset…
Esad’ı alaşağı edeceğim diye başkalarının da gazına gelinerek girilen Suriye bataklığında son durum resmi rakamlarla 4,5 milyon gerçekte bunun en az yüzde elli fazlası yani 6-7 milyon Suriyeli Türkiye’ye dağılmış durumdadır.
Şimdi malum şahıs çıkmış 50 bin kişi daha geliyor diyor.
Eee ne yapalım? Suçlusu biz miyiz?
Zaten bir merak konusu da Suriye de Suriyeli kaldı mı?
Bu Suriyelileri atsanız gitmezler, satsanız zaten alan yok.
Bombalar altında kaçarken bile bu kadar üreyen bir topluluk artık yerleşik hayata geçtikten sonra bir batında kaç yavru yavrular kimse yanıtlayamaz.
Devletin başı çıkıp övünerek 40 milyar dolar harcadık diyor. Harcadın da Türk ulusuna mı harcadın? Her gün bu ülke de açlık ve borçluluk yüzünden birçok insan canına kıyıyor. Artık çocuklarını geride bırakmamak için toplu intihar ediyorlar.
Bu insanlar sabah sarayda beyaz çay bitmiş diye değil çoluğuna çocuğuna bir lokma yediremediği için acılarından hayatlarına son veriyorlar. Tabi bu onur herkeste olacak diye de bir şey yok. Sonuçta soysuzluğun prim yaptığı bir ülke haline geldik. Milletin anasını bilmem ne yapanlar sarayların baş konuğu oluyor.
Gelelim 40 milyar dolar harcamaya, kedinin yediği ciğerle ilgili çok güzel bir fıkra vardır.
Nasreddin Hoca’nın canı yahni çekmiş. Hoca kasaptan iki okka ciğer alıp eve göndertmiş. Hocanın hanımı, yahniyi hazırlayıp pişsin diye ocağın üstüne koymuş. O arada iki çift laf etmek için komşuya geçmiş. Ama çeneye dalmış. Ateşte yemek olduğunu unutmuş. Birden hatırlayıp telaşla eve dönmüş; bir de ne görsün, ciğer yahnisi kömür olmuş. Tabii çok üzülmüş. Üstelik kocasından laf işiteceğinden, içini bir korku almış. Akşam hoca, daha kapıdan girer girmez ‘‘Hanım hazır mı ciğer yahnisi? Karnım da çok aç, getir de yiyelim’’ diye gürleyince eli ayağına karışmış. ‘‘Hoca efendi, yolladığın ciğerleri nankör kedi yedi’’ diye yalanı kıvırtıvermiş. Hoca, durumda bir anormallik olduğunu sezinlemiş. Gel pisi pisi, deyip kediyi yanına çağırmış. Sonra hayvanı ense derisinden tutup havaya kaldırmış. ‘‘Hanım söyle bakalım’’ demiş, ‘‘Şu havaya kaldırdığım kedi, gelse gelse iki okka gelir. Eğer elimdeki şey kediyse, ciğer nerede? Yok bu şey ciğerse, kedi nerede?’’
Şimdi diyelim ki bizim şak diye harcayabileceğimiz bir 40 milyar dolarımız vardı ve diyelim ki bunların standarttı üçte iki iç etmektir ama bu paranın yarısı bile iç edilmeden Suriyeliler için harcadı.
Niye biz otoyollardan para ile geçiyoruz ve gelecek 30 yıl da geçmesek dahi parasını ödemeye devam edeceğiz?
Niye biz şehir hastanelerine hasta insan garantisi verip, insanımız hasta olamasa dahi hasta gibi müteahhitlere para ödüyoruz?
Niye EYT diye bir kanunsuzluğa göz yumuyor ve vatandaşlarımızı mağdur ediyoruz?
Niye hala asgari ücret simitle, yumurtayla hesaplanacak kadar aşağılık hesaplar yapılıyor da insanlık onuruna uygun bir ücretlendirme için uğraşılmıyor?
Yani ülkenin parası vardı ve sen onu bu vatandaş dışında herkese harcadın.
Ne bekliyorsun? Alkış mı?
Çıkıp televizyonlarda “bize 6 milyar dolar vereceklerdi ama 3 milyar dolar verdiler.” diye hayıflanırken yine mi kandırıldık?
Bu neyin açıklamasıdır?
Bu ulus paralı asker mi yoksa burası otel mi?
Para karşılığı birilerinin emir erliğini mi yapıyoruz?
Komşu zor durumdayken yardım etmemek bize yakışmaz derken aynı komşunun topraklarında cirit atanlara yol açmak mı size yakışır?
Terörist örgütleri bu topraklar üzerinden davul zurna ile Suriye’ye sokan kimdi diye sorarlar adama?
İşid denen Amerikan istihbaratının kurduğu caniler örgütünü sırf Müslümanlara laf söylemeyelim diye birkaç kızgın genç diye savunan kimdi?
Boş ver yabancının vereceği 3 -5 milyarı, 40 milyar doları dansöze takmışsınız.
Sonuçta arı kovanına çomak sokacak kadar akıl yoksunuydunuz.
Şimdi o arılar 6-7 milyon olarak hepimizi sokuyor…